Doğumdan önce okuyabildiğim kadar fazla kitap okumaya çalışıyorum malum, 2 ay sonra pek de öyle keyif yapmaya vaktim olmayacak ufaklıktan ötürü 🙂 Bu ara en sevdiğim yazarlardan Ayşe Kulin’ in yeni romanı “Handan” ın çıktığını da görünce epey sevinip hemen aldım. Hatta kitap fuarından almayı beklemiştim ki denk getirebilirsem kendisinden imzalı alayım diye ama beden yönetimim kısa bir süre için benden bağımsız hareket ettiğinden minik kız buna pek izin vermedi, “yoruldum ben” bayrağını çekti 🙂 o kalabalıkta Ayşe Kulin’ i bekleyemedik ne yazık ki.

“Gizli Anların Yolcusu” serisinden tanıdığımız fettan kadın Handan, Halide Edip Adıvar’ ın ünlü romanı ve karakteri “Handan” ile ilginç bir şekilde harmanlanmış. Değerli yazara harika bir şekilde şapka çıkaran bu romanda, serinin ilk kitabında aslında biraz antipatik de bulduğumuz “ara bozan kadın” karakterini bize tüm içtenliğiyle açıyor. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, herkesin içinde ne hikayeler barındırdığını düşünüp o karakterle de empati kurmamızı sağlıyor.

Konusu elbetteki bu göndermeden ibaret değil. “Handan” ın tüm yaşadıkları eşzamanlı olarak Gezi olayları zamanına denk getirilmiş. Tarihe o günlere ışık tutan bir belge daha kazandırmış olması açısından tabii ki sevindirici. Üstelik Ayşe Kulin’ in sürükleyici üslubuyla birleşince kitap bir solukta okunup bitiyor. 

Buraya kadar itirazım yok. Ancak kitabı bitirdiğimde bir eksiklik hissettim. Her zamanki Ayşe Kulin dokunuşundan birkaç nota noksan kalmış gibiydi. Gezi olaylarını aslında oradaki otelde konaklayan biri olarak capcanlı yansıtmış ama Handan’ ın özellikle yeğeniyle olan diyaloglarında çok fazla “öğreticilik” vardı. Ders verme telaşıyla yazılmış bir gençlik romanı tadı veriyordu yer yer. 

Sanırım serinin dörtlenen romanıyla beraber “Gizli Anların Yolcusu” serüveni sona erdi. (Diğer kahraman Eda’ nın yaşadıklarına da empati nitelikli bir bakış atmazsak eğer) Böyle olursa sevinmem desem yalan olur çünkü Ayşe Kulin’ in muhteşem romancılığıyla kaleme aldığı biyografilerini özlediğimi fark ettim.

Yine de “Handan” serinin önceki romanlarını okumasanız bile tarihi bir belge açısından okunulası bir roman. Şu soğuk kış günlerine bir koca bardak çay veya kahvenin yanına kar manzarasının karşısında iyi gider 😉

Yazar

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Pin It