Geçtiğimiz hafta TME Filmlerinin aracalığı, sevgili arkadaşım Serap Oğuz Tan‘ ın girişimi Mutlu Medya davetlisi olarak Soho House İstanbul‘ da Kızıl Serçe’ nin ön gösterimindeydim. Daha bir ay önce fragmandan görüp beğendiğim için davet gelince koşa koşa gittim diyebilirim. Oyunculuğunu çok beğendiğim Jennifer Lawrence bu kez aynı isimli romanından uyarlanan gerilim ve casusluk türü bu filmle yine beni şaşırtmadı diyebilirim. Tansiyonun yer yer muazzam yükseldiği filmde devamlı “bu nereye bağlanacak” diye merak içinde kalıyorsunuz.
Konusuna değinecek olursam Bolşoy’ da baş balerin olan Dominika geçirdiği bir sahne kazası sonucu sahnelere veda etmek zorunda kalıyor. Hasta annesine bakması gerektiği için Rus İstihbarat’ ında çalışan amcası ona bir teklifle geliyor. Başka seçeneği olmadığından kabul ediliyor ve çekiciliklerini kullanarak ülke menfaatleri için çalışan serçe programına dahil oluyor. Zarif bir balerinin muazzam dönüşümünü herhalde ancak Jennifer Lawrence bu kadar iyi yansıtabilirdi perdeye. Sanki bildiğimiz Amerikalı J. Lawrence değil gerçek bir Rus vardı karşımızda. Diğer yandan CIA için çalışan ajan rolünde Joel Edgerton ve elbette Jeremy Irons da etkileyici performanslar sergiliyor. Jeremy Irons’ ın epey yaşlandığı da gözüme takılanlar arasında. Amca rolündeki Matthias Schoenaerts‘ ın Putin‘ e benzerliği de çok manidar bir algı oyunu olmuş.
İçeriğinden dolayı Türkiye’de +18 olarak sinemalarda gösterime girdiğini belirtmem gerekir. Ailece gidilebilecek bir Amerikan polisiyesi değil yani. Haftasonu yaklaşırken aksiyon ve gerilim sevenler için iyi bir alternatif olabilir. Bu keyifli davet için sevgili Serap’ a ve Mutlumedyacom‘ a çok teşekkür ediyorum bir kez daha.