Aralık ayı yeni yıl hazırlıkları için dört bir yana koştururken beni en heyecanlandıran olaylardan biri Keramika Seramik’ in davetiydi. 2016 yeni sezon ürünlerinin lansmanıyla beraber fabrika ziyareti ve Kütahya gezisini içeren bir program bizi bekliyordu. İlk akşam Yoncalı Termal Otel’ e yerleştik ve ertesi günkü program için enerji depoladık.
Sabah erkenden Keramika fabrikasının yolunu tuttuk. Burada bizi genel müdür Emin Yüce ve e-ticaret ve reklam departman yöneticisi Tuğba Öztürk karşıladı ve gezimiz başladı. Sofralarda rengarenk sunumlar görmek istediğimizde ilk önce tercih ettiklerimiz hep seramik ürünler- bir anda tüm sunumu canlandıran, masaya ahenk getiren ürünler. Topraktan gelen bu güzelliklerin ardında bu kadar çok aşama yattığını tahmin etmezdim doğrusu.
Hammaddenin üretime girişinden itibaren, kalıp döküm, şekillendirme, boyama, dekorlama dahil olmak üzere ürününe göre 2 veya 3 kez fırınlanma işlemine tabii tutuluyor.
Her tabağın kalıbı ayrı olduğu gibi şekline göre üretildiği makina bile farklılık gösterebiliyor. Nereden bakarsanız muazzam bir tesis görüyorsunuz.
Örneğin yukarıdaki pürüzsüzleştirme işlemi yapılmazsa boya çatlakları oluşabiliyor.
Keramika aynı zamanda Ar-Ge’ ye son derece önem veriyor, yeniliklere ve gelişmelere açık. İade alınan problemli bir ürün mükemmelleştirilene kadar defalarca işlemlerden geçiyor.
Nem alma fırınında ürünler tamamen kurutulduktan sonra renklendirmeye gönderiliyor. Elle daldırma, makine daldırma ve püskütme gibi yine 3 değişik boyama türü mevcut. Sebebi ise her ürünün farklı şekli tek tip boyamaya elverişli olmadığı için.
Ve 2. kez cehennemli fırına giren ürünler…
Eğer serigrafi ile dekorlama çalışması yapılacaksa bu işlemden sonra tekrar fırınlanıyor malzemeler. Tek seferde binlerce baskı alınıyor aynı üründen ancak bu aşamalar için geçen süre yaklaşık 3 gün. Seri üretim diye düşünürken karşımıza çıkan rakamla aslında işin iç yüzünde ne kadar büyük bir emek yattığını görüyoruz. 580 kişinin çalıştığı, 52 ülkeye ihracat yapan, yılda 24 milyon adet ürün çıkaran bu değerli firmayı gerçekten tebrik etmek gerek.
Fabrika turunun ardından grubumuzdaki yemek bloggerı arkadaşlarımız mutfağa girdi ve bizlere birbirinden güzel yemekler hazırladılar.
Etkinliğimiz ve bizler tüm çalışanlara ve basına tanıtıldık, bize özel hazırlanan slaytlarla beraber.
Tabii Keramika’ nın sürprizleri burada da bitmedi ve kendimizi cıvıl cıvıl hazırlanmış Sevgililer Günü temalı Pink Love ve Red Love 2016 ürünlerinin showroomunda bulduk.
Ürünlere mi baksak tavandan sarkan fotoğraflarımızı mı bulup görüşlerimizi mi yazsak şaşırdık.
Plaketlerimizi de aldıktan sonra fabrika ve lansman turumuzu tamamlamış olduk ve Kütahya yemeklerini tadabileceğimiz en şahane mekan olan Hanedan Konağı’ na doğru yola koyulduk.
Kütahya’ nın bu kadar kendine özgü yemeği olduğunu bilmezdim ve hepsine ayrı ayrı bayıldım. Özellikle tirit bir efsaneydi.
Hemen ardından da Unesco tarafından “yaşayan insan hazinesi” ödülünün sahibi dünyaca ünlü çini sanatçısı Mehmet Gürsoy’ un atölyesini gezdik. Kendisinden çiniyle ilgili bilgileri dinlerken adeta başka diyarlara gittik. Bu arada sizlerle paylaşmadan edemeyeceğim. İznik çinisi saray sanatı, Kütahya çinisi ise halk sanatıymış. Bu yüzden Kütahya’ da kap kacak türevi çini oldukça gelişmiş.
Bu turumuzu da tamamlandıktan sonra günün yorgunluğunu atmaya otelimize yol alıyoruz. Eşsiz misafirperverlikleri ve tüm hazırlıkları için Keramika ailesine bir kez daha gönülden teşekkür ediyorum. “Renklerin aşkla buluştuğu marka” hakkında daha detaylı bilgiye sahip olmak için buraya, hemen online alışverişe başlamak için ise buraya tıklayabilirsiniz.