Birleşik Krallık ve içinde barındırdığı her şeyi bir ayrı seviyorum, bilen bilir. (bilmiyorsanız buradan ve buradan öğrenebilirsiniz) Havası (ki yağmurdan nefret ederim), suyu, dili, mutfağı (ki 5 çayı hariç elle tutulur bir mutfağı bile yok, kahvaltıda kuru fasulye, ıyk!) hepsi bir başka benim gözümde. O yüzdendir ki konu bazen döner dolaşır bir Londra’ ya, bir Birleşik Krallık’ a geliverir bende. Zira daha önce Muhteşem Oteller yazısı için Londra ve Gloucestershire’ a uğramıştık. Şimdi de kuzeye, İskoçya’ ya yol alıyoruz. (Bu arada fark ediyorum ki gezi yazısı yazmayı epey bir özlemişim! En kısa zamanda yazmak umuduyla) Yani görüyorsunuz ki bu konu beni benden aldıkça sadede giremiyorum, benim Londra’m gelmiş. Sözü daha fazla uzatmadan Edinburgh kalesine nazır bu güzel oteli gezmeye başlayalım.
5 yıldızlı otelimiz şehrin en ünlü caddesi Princes street’ te yer alıyor ve tabiri caizse Edinburgh kalesinin karşı komşusu durumunda. Sadece bu özelliği bile pek çok diğer otelden kıymetli bir hale getiriyor.
Otelin genelinde biraz modern biraz art deco izlere rastlıyoruz. Zaten nedendir bilinmez son yıllarda kendini lüks olarak konumlandıran çoğu otelde art deco tarzına yoğun bir yönelim var.
Lobi lounge alanı yüksek tavanlı olduğundan oldukça ferah.
Gösterişli ve geniş merdivenleriyle zaten çok şahane bir yerde olduğunuz iyice vurgulanıyor. Ee komşusu koskoca kaleyken, daha aşağısı pek hoş olmazdı hani.
Yemek ve restaurant alanlarında da aynı şıklık devam ediyor. Ama burada art deco izler biraz daha hafifleşip sadeleşiyor.
Şu romantik köşeye bakın! Off gel de kadeh kaldırma yüzyılların olaylarını, saray entrikalarını geçirmiş kaleyi seyre dalarken…
Toplantı salonlarının duvarlarını kaplayan eserler ise farklı bir dokunuş olmuş genel ambiyansa ki buna da bayıldım.
Gelelim odalarına… Otelin genelindeki gösteriş odalarda bir anda yalınlaşıyor ve hiçbir şekilde göz yormuyor, tam da olması gerektiği gibi. Yerlerde ise elbette İskoç ekosesinin yine en sadesinden bir örnekle halı kaplama…
Bu şehri geze geze yorulursanız rahatlamak için Guerlain Spa ise çok cömert dinlenme seçenekleri vadediyor.
Tüm bu sunduklarıyla Waldorf Astoria Edinburgh bir İskoçya gezisinin konaklama noktası olmayı hak ediyor.